İmplant tedavisinin başarısı, sigara kullanımına bağlı…

 

Sigaranın genel sağlık yanında ağız ve diş sağlığını da olumsuz etkilediğini belirten uzmanlar sigaranın ağız kanseri riskini 4-5 kat artırdığını söylüyor.

Sigaranın dişeti hastalıklarının ilerlemesine, ağız ve diş tedavilerinin başarısız olmasına neden olduğuna vurgu yapan Periodontoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Sedanur Yavuz, “Sigara, implantın kemikle olan entegrasyon sürecinin uzamasına veya bozulmasına neden olur. Aynı zamanda ağız içerisindeki bakteriyel yükün artmasına ve enfeksiyon oluşma riskinde artışa sebep olur.” dedi. Ağız kokusunu önlemenin en etkili yolunun sigarayı bırakmak olduğunu söyleyen Dr. Yavuz, sigara bırakıldığında diş sağlığının zamanla geri kazanılabileceğini ve tedavi süreçlerinin iyileştirilebileceğini aktardı.

 

Ağız kanseri riski sigara içenlerde 4-5 kat daha fazla…

Sigaranın genel sağlığa olan zararlı etkilerinin yanında ağız ve diş sağlığı üzerinde de zararlı etkileri bulunduğunu aktaran Dr. Öğr. Üyesi Sedanur Yavuz, “Sigara, içerisinde bulunan nikotin ve diğer maddeler ile ağız içerisinde toksik etkiler oluşturur. Sigara diş yüzeylerinde koyu kahverengi renklenmeler oluşmasına, dişetlerinde pigmentasyona, kötü ağız kokusuna ve ağız kanserlerine neden olabilir.” dedi.

Yapılan araştırmalara göre, sigara içen bireylerin, içmeyenlere kıyasla ağız kanseri geliştirme risklerinin 4-5 kat daha fazla olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Sedanur Yavuz, “Sigara, aynı zamanda damarlarda daralmaya neden olarak dişetlerindeki kanlanmayı azaltır. Buna bağlı olarak dişeti hastalıklarının ilerlemesinin hızlanmasına, dişeti tedavilerinin iyileşmesinin gecikmesine ve yara iyileşmesinin bozulmasına neden olur.” şeklinde konuştu.

2-3 hafta boyunca geçmeyen ağız içi lezyonlara dikkat!

Sigara gibi nargile ve elektronik sigaraların kullanımının da aynı problemlere neden olduğunu vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Sedanur Yavuz, şöyle devam etti:

“Ağız kanserleri, dudak, dil, ağız tabanı, yanak, sert damak, alveolar mukoza, retromolar bölge, yumuşak damak bölgelerini kapsayan kanserleri tanımlar. Ağız içerisinde 2-3 hafta boyunca geçmeyen bir lezyonun bulunması durumunda, lezyon tedavi eden klinisyenin şüphesini uyandırmalıdır. Diş hekimleri, premalign lezyonların tespitinde, ağız kanserinin erken teşhisinde, ağız kanseri hastalarının diş tedavilerinden önceki ve sonraki süreçlerinin yönetiminde, kanseri tedavi eden uzman ile tekrarlayan veya birincil tümörlerin gözetiminde, protez uzmanıyla birlikte eksik dişlerin rehabilitasyonunda ağız kanserini yönetmek için kritik bir rol oynar.”