“2023 Genel Seçimleri küresel çapta önemli”

SİYASET 11.05.2023 - 06:37, Güncelleme: 29.09.2023 - 04:46 2202+ kez okundu.
 

“2023 Genel Seçimleri küresel çapta önemli”

Üsküdar Üniversitesi'nde İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler (İngilizce) Bölüm Başkanı Prof. Dr. Havva Kök Arslan Türkiye’nin seçim tarihinden yola çıkarak 2023 Genel Seçimlerini değerlendirdi.

  Hilesiz hurdasız, kavgasız ve gürültüsüz, seçimler sonrasında iktidarın değişmesinin medeniyet seviyesinin bir göstergesi olduğunu söyleyen siyaset bilimci Prof. Dr. Havva Kök Arslan, ülkemizin karnesinin bu açıdan kötü olmadığını ifade etti. 14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı ve meclis seçimlerini Uluslararası basın ve devlet kuruluşlarının yakından takip ettiğini belirten Arslan, seçimlerin küresel çapta öneme sahip olduğuna hatırlattı. Dünyanın gözünün Türkiye’de olduğunu vurgulayan Arslan, ülkemiz ve milletimizin kaderi bakımından gerçek anlamda büyük bir tarihi sürece tanıklık ettiğimizi kaydetti.   “Ülkemizde seçim sonrası büyük kaos ve çatışmaların yaşandığı örnekler yok”  Türkiye seçim tarihinden kronolojik örnekler veren siyaset bilimci Prof. Dr. Havva Kök Arslan, “Ülkemizde 1876 yılından beri demokratik bir süreç işliyor. Zaman zaman sorunlar yaşansa da seçimler yapılıyor. Halk iradesinin önce sandığa oradan da Meclis’e yansıması bize çok doğal bir süreç olarak görünse de bu her ülkenin ve her ulusun yaşadığı bir süreç değil. Hilesiz hurdasız, kavgasız ve gürültüsüz, seçimler sonrasında iktidarın değişmesi medeniyet seviyesinin bir göstergesidir. Ülkemizin karnesi bu açıdan çok da kötü değil. 1946 gibi şaibeli seçimler de yaşandı. Tek parti yıllarda yapılan iki dereceli seçimlerin halk iradesini yansıttığı iddia edilemese de yine de demokrasi tarihimizde seçim sonuçlarının muhalefet ya da iktidar tarafından tanınmadığı ve seçim sonrası büyük kaos ve çatışmaların yaşandığı örnekler de yok.” cümleleriyle seçimlere tarihsel bir yaklaşımda bulundu.   Meclis’in çalıştırılmadığı tek örnek 1919 genel seçimleri sonucunda yaşanmıştı Arslan, istisnalar için şu örnekleri verdi: “Türkiye’de demokratik süreçlerin sekteye uğradığı ve Meclis’in çalıştırılmadığı tek örnek 1919 genel seçimleri sonucunda yaşanmıştı. O da Meclisi Mebusan’ın demokrasinin en büyük örneği Büyük Britanya işgal askerleri tarafından basılıp zorla dağıtılmasıdır. 23 Nisan 1920’de Ankara’da açılan TBMM için yeni bir genel seçim yapılmamış kapatılan Osmanlı Meclisi Mebusan’ın üyeleri tarafından oluşturulmuştur.” Türkiye’de seçimler ve demokrasi köklü bir geçmişe sahiptir Demokrasi için savaştığını iddia eden batılı işgalcilere rağmen Türkiye’de seçimlerin köklü bir geçmişi olduğunu söyleyen Arslan, “Ülkemizde Kurtuluş Savaşı farklı görüş ve partilerin yer aldığı TBMM’nin çatısı altında Mustafa Kemal Paşa’nın liderliğinde yapıldı. Milli Mücadele sivil ve seçilmiş bir organ tarafından yürütüldü. Bunun içindir ki Türkiye’de seçimler ve demokrasi köklü bir geçmişe sahiptir. Hem de demokrasi için savaştığını iddia eden batılı işgalcilere rağmen. Türkiye öyle bir ülkedir ki, 26 Ağustos 1921’de yabancı işgalini yırtıp atan nihai askeri harekâtın başarıya ulaştığını gören o büyük komutanın ağzından çıkan ilk emir ‘TBMM Orduları ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri’ olmuştur. Ülkemiz NATO’ya girdikten sonra bir Meclis ordusu olan TBMM Orduları TSK olarak isimlendirilmiştir.” dedi.  Ülkemizde aslında derinden bir gerilim de her zaman yaşanır  Ülkemizde seçimlerle beraber devlet politikalarının da değişmesi nedeniyle gerilim yaşanabildiğinin altını çizen Prof. Dr. Havva Kök Arslan, “Demokratik geleneğe rağmen ve de bazı provokatif olaylar sayılmazsa genellikle barışçıl seçimler yaşayan ülkemizde aslında derinden bir gerilim de her zaman yaşanır. Bunun nedeni de seçimlerin müesses nizamı / var olan düzeni ve devlet politikalarını da değiştirebileceği gerçeğidir. Örneğin İngiltere’de hangi parti iktidara gelirse gelsin İngiliz dış politikası pek değişmez. Ancak ülkemizde devlet politikası olarak bilinen Kıbrıs sorunu dahi geçmişte Annan planının kabulü ile geri dönülmez bir şekilde ülke aleyhine sonuçlanabilirdi. Siyasi partiler ve iktidarlar ülkenin ekonomik ve siyasi bağımsızlığına farklı açılardan bakmaya devam ettikleri sürece de bu gerilim devam edecektir.” şeklinde yorumladı.     
Üsküdar Üniversitesi'nde İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler (İngilizce) Bölüm Başkanı Prof. Dr. Havva Kök Arslan Türkiye’nin seçim tarihinden yola çıkarak 2023 Genel Seçimlerini değerlendirdi.

 

Hilesiz hurdasız, kavgasız ve gürültüsüz, seçimler sonrasında iktidarın değişmesinin medeniyet seviyesinin bir göstergesi olduğunu söyleyen siyaset bilimci Prof. Dr. Havva Kök Arslan, ülkemizin karnesinin bu açıdan kötü olmadığını ifade etti. 14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı ve meclis seçimlerini Uluslararası basın ve devlet kuruluşlarının yakından takip ettiğini belirten Arslan, seçimlerin küresel çapta öneme sahip olduğuna hatırlattı. Dünyanın gözünün Türkiye’de olduğunu vurgulayan Arslan, ülkemiz ve milletimizin kaderi bakımından gerçek anlamda büyük bir tarihi sürece tanıklık ettiğimizi kaydetti.

 

“Ülkemizde seçim sonrası büyük kaos ve çatışmaların yaşandığı örnekler yok” 

Türkiye seçim tarihinden kronolojik örnekler veren siyaset bilimci Prof. Dr. Havva Kök Arslan, “Ülkemizde 1876 yılından beri demokratik bir süreç işliyor. Zaman zaman sorunlar yaşansa da seçimler yapılıyor. Halk iradesinin önce sandığa oradan da Meclis’e yansıması bize çok doğal bir süreç olarak görünse de bu her ülkenin ve her ulusun yaşadığı bir süreç değil. Hilesiz hurdasız, kavgasız ve gürültüsüz, seçimler sonrasında iktidarın değişmesi medeniyet seviyesinin bir göstergesidir. Ülkemizin karnesi bu açıdan çok da kötü değil. 1946 gibi şaibeli seçimler de yaşandı. Tek parti yıllarda yapılan iki dereceli seçimlerin halk iradesini yansıttığı iddia edilemese de yine de demokrasi tarihimizde seçim sonuçlarının muhalefet ya da iktidar tarafından tanınmadığı ve seçim sonrası büyük kaos ve çatışmaların yaşandığı örnekler de yok.” cümleleriyle seçimlere tarihsel bir yaklaşımda bulundu.  

Meclis’in çalıştırılmadığı tek örnek 1919 genel seçimleri sonucunda yaşanmıştı

Arslan, istisnalar için şu örnekleri verdi: “Türkiye’de demokratik süreçlerin sekteye uğradığı ve Meclis’in çalıştırılmadığı tek örnek 1919 genel seçimleri sonucunda yaşanmıştı. O da Meclisi Mebusan’ın demokrasinin en büyük örneği Büyük Britanya işgal askerleri tarafından basılıp zorla dağıtılmasıdır. 23 Nisan 1920’de Ankara’da açılan TBMM için yeni bir genel seçim yapılmamış kapatılan Osmanlı Meclisi Mebusan’ın üyeleri tarafından oluşturulmuştur.”

Türkiye’de seçimler ve demokrasi köklü bir geçmişe sahiptir

Demokrasi için savaştığını iddia eden batılı işgalcilere rağmen Türkiye’de seçimlerin köklü bir geçmişi olduğunu söyleyen Arslan, “Ülkemizde Kurtuluş Savaşı farklı görüş ve partilerin yer aldığı TBMM’nin çatısı altında Mustafa Kemal Paşa’nın liderliğinde yapıldı. Milli Mücadele sivil ve seçilmiş bir organ tarafından yürütüldü. Bunun içindir ki Türkiye’de seçimler ve demokrasi köklü bir geçmişe sahiptir. Hem de demokrasi için savaştığını iddia eden batılı işgalcilere rağmen. Türkiye öyle bir ülkedir ki, 26 Ağustos 1921’de yabancı işgalini yırtıp atan nihai askeri harekâtın başarıya ulaştığını gören o büyük komutanın ağzından çıkan ilk emir ‘TBMM Orduları ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri’ olmuştur. Ülkemiz NATO’ya girdikten sonra bir Meclis ordusu olan TBMM Orduları TSK olarak isimlendirilmiştir.” dedi. 

Ülkemizde aslında derinden bir gerilim de her zaman yaşanır 

Ülkemizde seçimlerle beraber devlet politikalarının da değişmesi nedeniyle gerilim yaşanabildiğinin altını çizen Prof. Dr. Havva Kök Arslan, “Demokratik geleneğe rağmen ve de bazı provokatif olaylar sayılmazsa genellikle barışçıl seçimler yaşayan ülkemizde aslında derinden bir gerilim de her zaman yaşanır. Bunun nedeni de seçimlerin müesses nizamı / var olan düzeni ve devlet politikalarını da değiştirebileceği gerçeğidir. Örneğin İngiltere’de hangi parti iktidara gelirse gelsin İngiliz dış politikası pek değişmez. Ancak ülkemizde devlet politikası olarak bilinen Kıbrıs sorunu dahi geçmişte Annan planının kabulü ile geri dönülmez bir şekilde ülke aleyhine sonuçlanabilirdi. Siyasi partiler ve iktidarlar ülkenin ekonomik ve siyasi bağımsızlığına farklı açılardan bakmaya devam ettikleri sürece de bu gerilim devam edecektir.” şeklinde yorumladı. 

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanayerelhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.