Futbolda gerginliğe sosyolojik bakış…
Futbolda gerginliğe sosyolojik bakış…
Futbolun toplumsal dayanışmayı güçlendirme potansiyeli keşfedilmeli!
Futbolun toplumsal dayanışmayı güçlendirme potansiyeli keşfedilmeli!
Taraftarlığın bireyi, binlerce kişinin arasında ‘anonim’ hale getirerek mevcut kitlenin parçası kıldığını belirten uzmanlar, kitleleşmenin getirdiği ‘biz’ olma duygusunun, doğrudan ‘öteki’ olana karşı inşa edilen şedit (şiddetli) bir yönelimin de temeli olduğunu söylüyor.
Gündelik hayatında sıradan bir vatandaş olarak yaşayan bireylerin tribünde karşı takıma yönelik olarak en cinsiyetçi ifadeleri kullandığı veya bizatihi şedit eylemlerde bulunmaktan çekinmediğini anlatan Sosyolog Dr. Berat Dağ, “Futbolun iktisadi sömürü, politik baskı ve zihinsel ötekileştirme etkileşiminin üzerini kapatan bir araç olmaktan çıkartılarak eğlencenin birleştirici etkisi bağlamında yeniden toplumsal ve toplumlararası dayanışmayı güçlendiren asli amacına dönmesi son derece önemlidir.” ifadelerini kullandı.
Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölümü Arş. Gör. Dr. Berat Dağ, futbol karşılaşmalarında yaşanan gerginlikleri değerlendirdi.
Her bir kulüp oluşan futbol endüstrisinde tekelleşmeye çalışıyor
Futbol karşılaşmalarında yaşanan olumsuz örneklerin tarihsel, coğrafi, politik, iktisadi, toplumsal ve zihinsel etkenlerle etkileşimli olarak ortaya çıktığının düşünülebildiğini dile getiren Sosyolog Dr. Berat Dağ, “Türkiye’de futbol kulüplerinin çoğunluğu, ödenemeyecek büyük borçlar altında olduğu için kulübe gelir getirecek galibiyet, devlet desteği, sponsor, reklam ve de bilet ve ürün satışı akışını sürdürmeye çalışmaktadır. Bu bağlamda her bir kulübün oluşan futbol endüstrisinde bu şekilde tekelleşmeye çalışmasının sonucu çok açıktır.” dedi.
Futbolun neden olduğu gerginliklerin nedenleri…
Futbolcuların aldığı astronomik ücretlerin, onları toplumsal bir aktör haline getirdiğini ve aralarındaki rekabeti aşırılaştırabildiğini kaydeden Dr. Dağ, “Kulüp başkanından top toplayıcısına kadar bu endüstride yer alan her bir bireyin gerekli psikolojik destekle birlikte insan hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği ve çokkültürlülüğü içeren bir bilinçlendirme faaliyetinden geçmediği ortadadır. Yaşadığı kültürel köksüzleşmeye bağlı olarak toplumsal açıdan kutuplaşmaya meyyal hale gelen bir coğrafyada bu etkenlerin neden olduğu gerginliklerin süreklilik içinde olmasına şaşırmamak gerekiyor.” diye konuştu.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.