Fatma Can
Köşe Yazarı
Fatma Can
 

Düşünce Dalgası: Söylediklerin ve Hissettiklerin Kaderini Nasıl Şekillendiriyor?

    “Mor bir fil düşünmeyin.” Bu cümleyi okur okumaz zihninizde mor bir fil belirdi, değil mi? Aslında bu sadece bir ironi değil, insan beyninin çalışma prensibi. Harvard Üniversitesi’nden psikolog Daniel Wegner’in “ironi işleme teorisi”ne göre, zihnimiz bir şeyi düşünmemeye çalıştığında tam tersine o düşünceye odaklanır. Bu nedenle hayatımızdaki "asla yapmam" dediğimiz şeyler, dönüp dolaşıp karşımıza çıkar.   Peki, neden mi? Çünkü insan beyni, söylenenin arkasındaki enerjiyi takip eder. Örneğin, “Hayatta en son kalan erkek o olsa onunla evlenmem!” dediğinizde, beyniniz bu cümledeki reddi değil, enerjiyi alır. Ve evet, hayatın bir köşesinde bu durum size görünür olur. Tıpkı kalbimizin samimi niyetleri gibi, söylediklerimizin ve düşündüklerimizin enerjisi de bir titreşim yaratır.   Söz ve Niyetin Yansıması   HeartMath Institute tarafından yapılan araştırmalar, kalbin elektromanyetik alanının beyninkinden beş kat daha güçlü olduğunu ortaya koyuyor. Yani, kalpten geçen niyetler sadece zihinde kalmaz; yaşamımızın her alanına yansır. Kalbimizde niyetlerimizle aynı frekansta olmayan duygular taşıyorsak, bu uyumsuzluk hayatımıza karmaşık durumlar olarak döner. Söylediğimiz her söz, ettiğimiz her niyet, bir yankı gibi dönüp dolaşır ve karşımıza çıkar.   Eğer şunu sık sık söylüyorsan: “Neden dualarım gerçekleşmiyor?”, dur ve düşün. Çünkü belki de kalbinin derinliklerinde başka bir niyet gizlidir. İnsan, kendine çoğu zaman dürüst davranmaz. Söylemlerimiz ve niyetlerimiz arasındaki uyumsuzluk, yarattığımız “karmayı” büyütür.   Yargı Döngüsüne Düşmek   Daha da ötesi, yargılama alışkanlığı. Başkalarını eleştirdiğimiz, suçladığımız ya da kendi hatalarımızı göz ardı ettiğimiz bir dünyada yaşıyoruz. Sanki hiç kimsenin suçu, hatası yokmuş gibi. Ama gerçekte, yargılarımızın kaynağı kendi içimizdeki çatışmalardır. Dr. Brené Brown, insanın önce kendine karşı şeffaf ve empatik olması gerektiğini vurgular. Yargılarımız, aslında kendimizle yüzleşmekten kaçışımızdır.   Herkes bir şekilde, kendi yarattığı fırtınayı yaşıyor. Söylediğimiz ve düşündüğümüz her şey, bir boomerang gibi geri dönüyor. Dr. Joe Dispenza’nın çalışmaları, düşüncenin ve niyetin biyolojimizi şekillendirdiğini, yaşamımızı bilinçli bir şekilde dönüştürebileceğimizi ortaya koyuyor.   Hayatını Yönet: Şikayet Etmeyi Bırak, Şifalanmaya Bak   Söylenen her söz, bir tohumdur. Kendi zihninizde ve kalbinizde neyi ekiyorsanız, onunla karşılaşırsınız. O yüzden sızlanmayı bir kenara bırakın ve farkındalığınızı artırın. Bu, yalnızca zihinsel bir mesele değil; aynı zamanda bir şifa yolculuğudur. Eğer zihninizi, duygularınızı ve hayatınızı yönetemiyorsanız, profesyonel destek almak bir seçenek olabilir. Çünkü kontrol edilmeyen düşünceler ve niyetler, sadece sizi değil, çevrenizi de etkileyen büyük bir karma yaratır.   Hayatınızdaki her sorunun cevabı, zihninizin ve kalbinizin birleşiminde saklı. Dualarınızın gerçekleşmesini istiyorsanız, önce niyetlerinizi temizleyin. Yargılamayı ve suçlamayı bırakın. Çünkü başkalarını eleştirmekle başlayan bir döngü, sonunda kendi karmaşanızı büyütmekten başka bir şey değildir.   Unutmayın: Söyledikleriniz, düşündükleriniz ve kalbinizden geçenler, hayatınızın görünmez iplerini örüyor. Bu dünyada herkes, kendi karmasının işçisidir. Ne ektiyseniz, onu biçiyorsunuz.   Kaynaklar:   1. Wegner, D. M. (1994). White Bears and Other Unwanted Thoughts.     2. HeartMath Institute. "The Science of the Heart".     3. Merton, R. K. (1948). The Self-Fulfilling Prophecy.     4. Dispenza, J. (2012). Breaking the Habit of Being Yourself.     5. Brown, B. (2015). Rising Strong.
Ekleme Tarihi: 19 Ocak 2025 - Pazar
Fatma Can

Düşünce Dalgası: Söylediklerin ve Hissettiklerin Kaderini Nasıl Şekillendiriyor?

 
 
“Mor bir fil düşünmeyin.” Bu cümleyi okur okumaz zihninizde mor bir fil belirdi, değil mi? Aslında bu sadece bir ironi değil, insan beyninin çalışma prensibi. Harvard Üniversitesi’nden psikolog Daniel Wegner’in “ironi işleme teorisi”ne göre, zihnimiz bir şeyi düşünmemeye çalıştığında tam tersine o düşünceye odaklanır. Bu nedenle hayatımızdaki "asla yapmam" dediğimiz şeyler, dönüp dolaşıp karşımıza çıkar.
 
Peki, neden mi? Çünkü insan beyni, söylenenin arkasındaki enerjiyi takip eder. Örneğin, “Hayatta en son kalan erkek o olsa onunla evlenmem!” dediğinizde, beyniniz bu cümledeki reddi değil, enerjiyi alır. Ve evet, hayatın bir köşesinde bu durum size görünür olur. Tıpkı kalbimizin samimi niyetleri gibi, söylediklerimizin ve düşündüklerimizin enerjisi de bir titreşim yaratır.
 
Söz ve Niyetin Yansıması
 
HeartMath Institute tarafından yapılan araştırmalar, kalbin elektromanyetik alanının beyninkinden beş kat daha güçlü olduğunu ortaya koyuyor. Yani, kalpten geçen niyetler sadece zihinde kalmaz; yaşamımızın her alanına yansır. Kalbimizde niyetlerimizle aynı frekansta olmayan duygular taşıyorsak, bu uyumsuzluk hayatımıza karmaşık durumlar olarak döner. Söylediğimiz her söz, ettiğimiz her niyet, bir yankı gibi dönüp dolaşır ve karşımıza çıkar.
 
Eğer şunu sık sık söylüyorsan: “Neden dualarım gerçekleşmiyor?”, dur ve düşün. Çünkü belki de kalbinin derinliklerinde başka bir niyet gizlidir. İnsan, kendine çoğu zaman dürüst davranmaz. Söylemlerimiz ve niyetlerimiz arasındaki uyumsuzluk, yarattığımız “karmayı” büyütür.
 
Yargı Döngüsüne Düşmek
 
Daha da ötesi, yargılama alışkanlığı. Başkalarını eleştirdiğimiz, suçladığımız ya da kendi hatalarımızı göz ardı ettiğimiz bir dünyada yaşıyoruz. Sanki hiç kimsenin suçu, hatası yokmuş gibi. Ama gerçekte, yargılarımızın kaynağı kendi içimizdeki çatışmalardır. Dr. Brené Brown, insanın önce kendine karşı şeffaf ve empatik olması gerektiğini vurgular. Yargılarımız, aslında kendimizle yüzleşmekten kaçışımızdır.
 
Herkes bir şekilde, kendi yarattığı fırtınayı yaşıyor. Söylediğimiz ve düşündüğümüz her şey, bir boomerang gibi geri dönüyor. Dr. Joe Dispenza’nın çalışmaları, düşüncenin ve niyetin biyolojimizi şekillendirdiğini, yaşamımızı bilinçli bir şekilde dönüştürebileceğimizi ortaya koyuyor.
 
Hayatını Yönet: Şikayet Etmeyi Bırak, Şifalanmaya Bak
 
Söylenen her söz, bir tohumdur. Kendi zihninizde ve kalbinizde neyi ekiyorsanız, onunla karşılaşırsınız. O yüzden sızlanmayı bir kenara bırakın ve farkındalığınızı artırın. Bu, yalnızca zihinsel bir mesele değil; aynı zamanda bir şifa yolculuğudur. Eğer zihninizi, duygularınızı ve hayatınızı yönetemiyorsanız, profesyonel destek almak bir seçenek olabilir. Çünkü kontrol edilmeyen düşünceler ve niyetler, sadece sizi değil, çevrenizi de etkileyen büyük bir karma yaratır.
 
Hayatınızdaki her sorunun cevabı, zihninizin ve kalbinizin birleşiminde saklı. Dualarınızın gerçekleşmesini istiyorsanız, önce niyetlerinizi temizleyin. Yargılamayı ve suçlamayı bırakın. Çünkü başkalarını eleştirmekle başlayan bir döngü, sonunda kendi karmaşanızı büyütmekten başka bir şey değildir.
 
Unutmayın: Söyledikleriniz, düşündükleriniz ve kalbinizden geçenler, hayatınızın görünmez iplerini örüyor. Bu dünyada herkes, kendi karmasının işçisidir. Ne ektiyseniz, onu biçiyorsunuz.
 
Kaynaklar:
 
1. Wegner, D. M. (1994). White Bears and Other Unwanted Thoughts.
 
 
2. HeartMath Institute. "The Science of the Heart".
 
 
3. Merton, R. K. (1948). The Self-Fulfilling Prophecy.
 
 
4. Dispenza, J. (2012). Breaking the Habit of Being Yourself.
 
 
5. Brown, B. (2015). Rising Strong.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanayerelhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.