OYSA KUCAK AÇMIŞTIK 2021’E…
Başka ülkelerde seneler içerisinde gerçekleşen olaylar bizde hep bir haftada hatta bir günde bile gerçekleşebiliyordu. Gündem hep baş döndürücüydü. 1930 yılında BBC radyosu akşam haberlerinde ‘Bu akşam hiç haber yok’ açıklaması yapılmış ve ardından piyano çalınmaya başlanmış. Bunu öğrendiğimden beri şu zorlu süreçte tek gündem hayalim bu oldu! 2020’de tüm dünyanın kaderi değişti, gündem artık ortaktı. Dünya adeta derin bir nefes aldı ve dönüp dönmeme konusunda şüpheleri vardı. Sadece Türkiye gündemine bakacak olursak;
24 Ocak 2020
Elazığ Silivri’deki depremde can pazarı yaşandı, 41 kişi hayatını kaybetti.
4 Şubat 2020
Van’da peş peşe çığ faciası yaşandı. 44 kişi hayatını kaybetti, 84 kişi yaralandı.
5 Şubat 2020
Sabiha Gökçen Havalimanı’na inmeye çalışan yolcu uçağı pistten çıkıp parçalandı. 3 kişi öldü, 180 kişi yaralandı.
27 Şubat 2020
İdlib’de Türk askerlerine saldırı düzenlendi. 34 kahraman askerimiz şehit düştü.
28 Şubat 2020
Türkiye göçmenlere Avrupa kapılarını açtı. Edirne Pazarkule’ de mülteci krizi yaşandı.
11 Mart 2020
Bu tarihten sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Dünya Sağlık Örgütü koronavirüs nedeniyle pandemi ilan etti. Aynı gün Türkiye’de ilk koronavirüs vakası görüldü.
18 Mart 2020
Vakalar artmaya başladı. Yoğun bakım üniteleri doldu. Virüs sebebiyle ilk ölüm yaşandı.
10 Nisan 2020
31 ilde sokağa çıkma yasağı ilan edildi, Türkiye evlere kapandı.
3 Temmuz 2020
Sakarya Hendek’te havai fişek fabrikasında patlama meydana geldi. 4 işçi hayatını kaybetti, 107 işçi ağır yaralandı.
6 Temmuz 2020
Aradan geçen üç günün sonunda patlamayan havai fişekler imha edilirken alev aldı. 3 jandarma şehit düştü. 11’i jandarma olmak üzere 12 kişi yaralandı.
12 Eylül 2020
Ankara’da devasa toz bulutları gökyüzünü kapladı. Kum fırtınası şehri alt üst etti.
30 Ekim 2020
İzmir’ de deprem oldu, ardından tsunami meydana geldi. 117 kişi hayatını kaybetti, 1032 kişi yaralandı.
2020 yılında tam 262 kadın cinayete kurban gitti. Yüzlerce şüpheli ölüm hala araştırılıyor. Milyonlarca insan pandemi yüzünden işsiz kaldı, milyonlarca kişi hayatını kaybetti. Geriye kalanlar ise tüm hayatını elini yıkayarak geçiriyor.
Hepimizin dilinde aynı cümle dolaşıp duruyordu. ‘2020 bitsin artık.’ Bitince normale döneceğimizi hayal ediyorduk. Dünyaca ünlü Time dergisi bile Aralık kapağında sayfanın ortasına siyah rakamlarla 2020 yazıp üzerine kırmızı çarpı işareti koydu. Altına da ‘Gelmiş geçmiş en kötü sene’ yazdı. Netflix’in ‘2020 Bit Artık’ filmi de oldukça ilgi gördü. Vasat politikacılar, kutuplaşma, iklim, medya manipülasyonu, ağlanacak halimize güldüren kara mizah… Herkesin bitmesini istediği, bitince yepyeni bir hayata sıfırdan başlayacağını hayal ettiği o yıl bitti ama hiçbir şey değişmedi. Kucak açtığımız 2021’de de salgınla mücadelemiz devam ediyor. İşsizlik bitmiyor. Kadınlar öldürülüyor ve her gün şiddete maruz kalıyor. Çocuk istismarının ardı arkası kesilmiyor. Bitmek bilmeyen siyasi tartışmaların içerisinde kaybolup gidiyoruz. Gökyüzü kadar mavi bir yıl hayal ederken kapkara bulutları peşimize taktığımızı unuttuk.
Ünlü Hintli yazar Arunhati Roy, kaleme aldığı bir makalesinde şöyle diyor:
‘’ Bu salgın bize kendimiz için yarattığımız kıyamet günü makinesini düşünme şansı veriyor. Hiçbir şey normale dönmekten daha kötü olamaz.’’