Safiye Yılmazer Uruk
Köşe Yazarı
Safiye Yılmazer Uruk
 

EVİNDE NE İŞİN VAR?

  Farkında mısınız diye başlamayacağım bu sefer ki hepimiz aslında her şeyin oldukça farkındayız. Sadece toplumuzda neredeyse genel bir yadsıma ya da kabullenme baş göstermeye başladı bana göre. “Kadın” denildiğinde bir kelimenin içinde ne kadar fazla anlam ve ödev barındırdığını hiç kimse yadsıyamaz değil mi? Kadın; anadır, kız kardeştir, berekettir, sevgilidir, eştir, yârendir, evinde gönüllü aşçı, gönüllü hizmetli, gönüllü hastabakıcı, gönüllü öğretmen, gönüllü âşıktır ancak kadın, her şeyden önce insandır. Duyguları olan, fikirleri ve hayat görüşleri olan, her türlü dış çevre baskısına rağmen gerek bekârken gerekse evliyken “Ben de buradayım, benim de toplumda söz hakkım var!” diyebilmek için yaşam boyu devam eden çırpınışlarda her zaman sesini daha yüksek perdeden duyurmaya çalışan bir insan… Sizin de dikkatinizi mutlaka çekmiştir, son yıllarda sürekli duyduğumuz ve artık söylemekten dahi şahsım adına utanç duyduğum kadın cinayetleri… Hemen her medya kanalında kadın cinayetlerini ve bu sosyal ayıbın bir türlü son bulmadığını ve her defasında “Umarım, artık son bulur!” diye yaptırımsız dileklerde bulunmamız da bir başka alışkanlığımız oldu maalesef. Evet, bitmiyor! Sokakta gece saatlerinde dışarıda bulunan bir kadın, taciz, tecavüz ya da cinayetle karşılaşmışsa, “O saatte orada ne işi vardı?” gibi aklın beyinden uzaklaştığı yorumları da duymuşsunuzdur. Peki ya kendi evinde öldürülen kadınlar için yorum ne olacak bu durumda? “O saatte evinde ne işi vardı?” mı denilecekti? Kendi evinde yaşam hakkı elinden alınmış bir başka kadından bahsedeceğim bu noktada, “Bedriye Kılıç!” Bu son ismi gündemi yakından takip edenleriniz mutlaka duymuştur. Kocası, Bedriye Kılıç’ı bir kiraz hasadında kameraya konuşması sebebiyle kendi evinde öldürdü! Kocasına sorulduğunda “Namus” meselesiydi! Tabi kendisinin evli olmasına rağmen birtakım eğlence mekânlarına gidip başka kadınlarla birlikte olması girmiyordu ona göre namus meselesine! Çünkü onun beyni ile aklı arasındaki mesafe namus denilen olgunun sadece kadınlarla ilgili olduğunu düşünecek kadardı… “Namus!” ne büyük bir kelime değil mi? İşin içine bu henüz tam olarak ne anlama geldiği bir kısım zihniyetler tarafından anlaşılamamış olan kelime, sen ne canlar aldın! Diğer yandan televizyonlara çıkmamış olan ve adı dahi sadece ailesi ve yakın çevresi tarafından hatırlanabilecek olan daha kaç tane Bedriye Kılıç var hiç düşündünüz mü? Erkek adam(!), karısını kameralara çıkaramayacağı için kendi elleriyle boğarak kendi evinde vermişti karısına biçtiği cezayı, hem baksanıza “namus meselesi(!)” demişti bir kere! İroni olarak söylediğim bu son sözlerin artık sadece ironide kalması dileğimle… Sahi, o saatte kadının kendi evinde ne işi vardı?
Ekleme Tarihi: 05 Kasım 2023 - Pazar
Safiye Yılmazer Uruk

EVİNDE NE İŞİN VAR?

 

Farkında mısınız diye başlamayacağım bu sefer ki hepimiz aslında her şeyin oldukça farkındayız. Sadece toplumuzda neredeyse genel bir yadsıma ya da kabullenme baş göstermeye başladı bana göre. “Kadın” denildiğinde bir kelimenin içinde ne kadar fazla anlam ve ödev barındırdığını hiç kimse yadsıyamaz değil mi?

Kadın; anadır, kız kardeştir, berekettir, sevgilidir, eştir, yârendir, evinde gönüllü aşçı, gönüllü hizmetli, gönüllü hastabakıcı, gönüllü öğretmen, gönüllü âşıktır ancak kadın, her şeyden önce insandır. Duyguları olan, fikirleri ve hayat görüşleri olan, her türlü dış çevre baskısına rağmen gerek bekârken gerekse evliyken “Ben de buradayım, benim de toplumda söz hakkım var!” diyebilmek için yaşam boyu devam eden çırpınışlarda her zaman sesini daha yüksek perdeden duyurmaya çalışan bir insan…

Sizin de dikkatinizi mutlaka çekmiştir, son yıllarda sürekli duyduğumuz ve artık söylemekten dahi şahsım adına utanç duyduğum kadın cinayetleri… Hemen her medya kanalında kadın cinayetlerini ve bu sosyal ayıbın bir türlü son bulmadığını ve her defasında “Umarım, artık son bulur!” diye yaptırımsız dileklerde bulunmamız da bir başka alışkanlığımız oldu maalesef. Evet, bitmiyor! Sokakta gece saatlerinde dışarıda bulunan bir kadın, taciz, tecavüz ya da cinayetle karşılaşmışsa, “O saatte orada ne işi vardı?” gibi aklın beyinden uzaklaştığı yorumları da duymuşsunuzdur. Peki ya kendi evinde öldürülen kadınlar için yorum ne olacak bu durumda?

“O saatte evinde ne işi vardı?” mı denilecekti? Kendi evinde yaşam hakkı elinden alınmış bir başka kadından bahsedeceğim bu noktada, “Bedriye Kılıç!” Bu son ismi gündemi yakından takip edenleriniz mutlaka duymuştur. Kocası, Bedriye Kılıç’ı bir kiraz hasadında kameraya konuşması sebebiyle kendi evinde öldürdü!

Kocasına sorulduğunda “Namus” meselesiydi! Tabi kendisinin evli olmasına rağmen birtakım eğlence mekânlarına gidip başka kadınlarla birlikte olması girmiyordu ona göre namus meselesine! Çünkü onun beyni ile aklı arasındaki mesafe namus denilen olgunun sadece kadınlarla ilgili olduğunu düşünecek kadardı… “Namus!” ne büyük bir kelime değil mi? İşin içine bu henüz tam olarak ne anlama geldiği bir kısım zihniyetler tarafından anlaşılamamış olan kelime, sen ne canlar aldın!

Diğer yandan televizyonlara çıkmamış olan ve adı dahi sadece ailesi ve yakın çevresi tarafından hatırlanabilecek olan daha kaç tane Bedriye Kılıç var hiç düşündünüz mü? Erkek adam(!), karısını kameralara çıkaramayacağı için kendi elleriyle boğarak kendi evinde vermişti karısına biçtiği cezayı, hem baksanıza “namus meselesi(!)” demişti bir kere! İroni olarak söylediğim bu son sözlerin artık sadece ironide kalması dileğimle… Sahi, o saatte kadının kendi evinde ne işi vardı?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanayerelhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.