Değerli okurlarım, 1998’de, Kuşadası’ndaki güzellik yarışmasında sahne alan Candan Erçetin sahneden düştü! Gülben Ergen, konser sırasında sahnede düştü! Yıldız Tilbe, sunduğu bir programda dengesini yitirerek düştü…
Kıymetli okurlarım, birçoğumuz ünlülerin sahne sırasındaki kazalarını duymuşuzdur. Kâh gülerek kâh yüreğimiz ağzımızda düşme olaylarını ya da kazaları diyeyim, izliyoruz. Bu hafta değineceğim olay ise bambaşka… Olayı hangi yönde ele alırsam alayım ne komik bir yan buluyorum ne de bir kasıt bulabiliyorum!
Savaşı kazanmış general gururuyla değineceğim, “Filenin Sultanları”nın başarısı… Geçtiğimiz dönemlerde yine birçok başarıya imza atan kadın sporcularımızın başarısına bir başarı daha eklenmiş oldu. Ama gel gelelim ki kadınlarımızın başarısını konuşmak yerine, birçok sosyal medya sütyen çemberinin kurbanı diyebileceğim bir hanımefendiyi konuşmaya başladı!
Milletler Ligi ikinci haftasında Türkiye-ABD voleybol takımlarının karşılaşması sonucunda Türkiye, ABD’yi 3-2 yendi!
Ne güzel bir coşku değil mi?
Gurur verici değil mi?
Onur verici değil mi?
Hatta insana azim veren, insanı şevklendiren bir başarı! Haydi hep birlikte başarımızı kutlayalım! Ellerimizi havaya kaldıralım, alkışlayalım… Çocuklar gibi sevinelim! Coşkuyla zıplayalım! Tüm haber kanallarında da yayın yapalım; Filenin Sultanları, yine yeniden başarıya imza attı diyelim! Seyirciler de coşkuyla sporcularımızı destekledi diyelim! Diyelim, diyelim ama lütfen seyircileri eleştirmeden diyelim! Küfür etmeyen, sporculara hakaret etmeyen, stada herhangi bir yabancı madde atarak saldırmayan seyircileri ise hiç eleştirmeyelim!
Seyirci neden o kıyafeti giydi? Yok efendim kendini mi göstermeye çalışıyor? Yok efendim reklam yapıyor, gibi maç sonunda çocuksu coşkuyla eğlenen seyircinin yaşadığı kazayı eleştirmeyelim! Konuyu biraz daha açayım kıymetli okurlarım, Türkiye-ABD voleybol maçı sırasında eğlenen, Türkiye’yi destekleyen pırıl pırıl bir genç kadının, sadece kendini ilgilendiren, giyim kuşamına rağmen bir grup topluluk, maçı değil, maçta zıplarken kazayla açılan kadının göğüslerini konuşur oldu!
Vay be, dediğinizi duyar gibiyim! Ya da giyim özgürlüğünün bu çağda dahi sürdürülemediğine yönelik sitemlerinizi de duyar gibiyim. Dikkat ettiniz mi, kadınların çoğu zaman başarısı değil; başarısızlıkları, kazaları ya da frikikleri daha çok konuşuluyor!
Söyleyecek o kadar çok sözüm var ki… Bu noktada, Nietzche’nin “Böyle buyurdu Zerdüşt” adlı kitabında dediği gibi; “Ben bu kulaklaragöre ağız değilim!” Yani demem o ki, kadınları başarısıyla değil de frikiğiyle konuşmak isteyen kişilerin anlayacağı bir dil bilmediğimden dolayı anlaşılabileceğimi de düşünmediğimi ifade etmek istiyorum.
Filenin Sultanları’ndan bahsedelim, kadınlarımızı da bu arada çilenin sultanı yapmayalım!
Sözlerimi adanayerelhaber.com ailesinin kıymetli yazarlarından olan Safiye Yılmazer Uruk’un sözleriyle bitirmek istiyorum:
“Maçta göğüsleri görünen kadından değil, cinayete kurban giden kadınlardan bahsedeceksiniz! “Ahlâk” bekçiliğinize değil; tacize, tecavüze, ölüme mahkûm edilen kadınları korumanıza ihtiyaç var! Bir “göğüs” kadar dile gelmiyor, kadın cinayetleri! Göğüslerini kadınlar kendileri zapt eder, siz cinayetleri zapt edin!”
Son olarak “Ne mutlu Türk’üm diyene!” diyerek Filenin Sultanları’nı en içten dileklerimle kutluyorum! Kadınların; çilenin değil, bulundukları her alanda, ellerinin değdiği her noktada ve yaşamlarının her alanında Filenin Sultanları gibi başarılı olduklarına ve daima başarılı olacaklarına gönülden inanıyorum. Sevgiyle kalın değerli okurlarım…