Rahmetli babamdan dinlemiştim..Zeynep nenemin babası Nuri Çavuş Yemen cephesine asker olarak gitmiş.
Uzun yıllar orada kalmış Mondros Ateşkes anlaşmasıyla 1.dünya savaşı bitince Yemen cephesinin dağılmasıyla tek tük de olsa bazı askerler dönmeye başlamış Zeynep Nenemle annesi Fatma nenem yıllarca tren istasyonuna gidip trenle gelen askerlere aşağıdan hepce bağırırdık Adanalı Nuri'yi gördünüzmü diye..ilk zamanlar birileri bizim cephedeydi gördük iyiydi gelir dediler..Sonraki yıllar trende sorduklarımızdan cevap alamadık istasyonada gitmedik artık hatta şehit oldu diye duasını bile okuttuk demişti.Umut kestiğimiz bir gün sabah karanlığında çalan kapıyı Fatma nenemle annem açtı saç sakal karışmış üstübaşı paramparça birini görünce( o zaman sürekli aç yoksul durumda olan insanlar kapı çalıp hep ekmek isterlerdi) bir parça ekmek vermek için geri dönünce arkamdan seslenip benim Nuriii deyince ağıt ve çığlığımıza köylü uyandı derdi..
Şimdi okuduğum Şevket Süreyya Aydemir'in Tek Adam 1.cildinde ..Şam'dan gelen Adana'dan binen Mustafa Kemal'in trendeki kompartımanın perdeleri daima inikti kendiside hastaydı dışarıyı görecek halde değildi görmek te istemiyordu.Yollara ve istasyonlara dökülen hepsi insanlıktan çıkmış lime lime partallar içinde avaz avaz : _Ahmet va mı? Mehmet va mı? Sülümeni gören va mı oğul ? diye çağrışan kadın ,erkek ,çoluķ çocuk insanlar ardı arkası kesilmeden bütün bu Anadolu demiryolu boyunca kulaklarını dolduran beynini parçalayacakmış gibi olan bu seslerin......diye anlatılır cilt 1 sayfa 349...Ķitabı okurken bunları yaşayanlardan da dinleyince Zeynep Nenemin babası Nuri Çavuş'u sizlerede anlatayım dedim.
Bu hepimizin tarihi ruhları şad olsun...
SEDAT KAYA'DAN ALINTIDIR: