Nermin Uzun
Köşe Yazarı
Nermin Uzun
 

Köklerimizden Gelen İyileştirici Güç

Köklerimizden Gelen İyileştirici Güç   Avucunuzun içine dikkatlice bakarsanız, kendi ailenizi ve tüm nesebinizi görebilirsiniz. Şu anda hepsi hayatta ve varlar. Her biri sizin bedeninizde varlıklarını sürdürüyorlar. Siz, tüm bu insanların her birinin devamısınız.  (Thich Nhat Hanh, Present Moment Wonderful Moment)       Atalarımız aramızda olmasalar da, biz yaşadığımız sürece bizimle yaşarlar, onların fiziksel özelliklerinin yanı sıra psikolojik ve duygusal özelliklerini hatta bize hizmet etmeyen sağlıksız özelliklerini ve kalıplarını da taşırız. Onlardan bize aktarılanları saygıyla alıp, onları yolumuzu aydınlatan bir meşale gibi görmemiz hayatımızın birçok alanında akışın kolaylıkla gerçekleşmesini sağlar. Kültürümüzde olan dua etmek, mevlüt okutmak, mezar ziyareti yapmak, hayattalarsa hürmet etmek, saygı göstermek, ziyaret etmek ve hatırlamak bağlarımızı kuvvetli tutmanın ve gelecek nesillerin devamlılığını sağlaması açısından çok önemlidir.   Köklerimizle olan bağı güçlendirerek, atalarımızdan gelen güce kendimizi açarak [annemiz, babamız, 7 kuşak atalarımız], onları ve kaderlerini onurlandırarak, onların kaderlerinin kendileri için doğru kader olduğunu kabul ederek, annemizin, babamızın, kardeşimizin, büyükbabamızın veya büyükninemizin vs. kaderiyle barışık olsalar bile, o kişilerin yaşadıkları zorluklar, hastalıklar, erken ebeveyn kayıpları nedeniyle onların kaderlerine tahammül edemeyen bizlerin kendi hayatlarımızda nasıl bedeller ödediğimizi ve kendi kaderimizi görmezden gelerek (bazen kendi kaderimizi kabul etmemek, isyan etmek) kendi geleceğimizi nasıl inşa edemediğimizi hiç düşünmüş müydünüz? Tüm bunlardan dolayı manevi olgunluğa gelemediğinizi fark etmiş miydiniz? Peki işledikleri suçlar nedeniyle dışladığımız kişilerin daha sonrasında görülmek, sisteme aidiyetlerinin sağlanabilmesi için bizlerin kaderlerinde nasıl etkili olduğunun ve bilinçsizce o kaderlere dolanıp kendi hayatımızda benzer olaylar yaşadığımızın kaçımız farkındayız? Suçları ve zorlukları saygıyla onu yaşayanlara bırakabilmenin, içten bir takdir hissinin ruhlarımıza getireceği rahatlığı ve özgürlüğü yaşamak istemez misiniz?   DEVAM 1) Örneğin, istenmeyen ya da dünyaya engelli gelen bir çocuğun kaderine saygıyla bakabilmek ve o kaderlere acıyarak değil de onurlandırarak onlara bırakabildiğimiz de aslında haddimizi bildiğimizin de farkında mıyız? (Sıklıkla, engelli kişilerden duyduğumuz bize acımayın sözüne bir de bu açıdan bakmak faydalı olur. Onların istediği karşılarındaki kişilerin onlara acıması değil, yaşadıklarına saygıyla bakılabilmesidir. Çünkü, sistemde kişinin neyi niçin, kimin için taşıdığını bilemezsiniz. Tıpkı babasını erken yaşta kaybeden bir kişinin, babasına duyduğu özlem ve kavuşma isteğiyle, babasını kaybettiği yaşa kendisi geldiğinde ölümcül bir kaza yapması gibi, bu da bir kadersel döngüdür.) Bir başkasının kaderine katlanamamak “ben kaderinin senin için uygun olmadığını düşünüyorum” demek anlamına gelebileceğini hiç düşünmüş müydünüz? Bir başkasının kaderinin kendisi için uygun olmadığını düşünmenin, o kaderlere veya kişilere öfkeli kalmanın, kendi hayatınızda nelere yol açabileceğini biliyor muydunuz? Tüm bunlar bizler de hastalık, bağımlılık, sebepsiz öfke ya da suçluluk duyguları, parasızlık, tekrarlayan kazalar, aynı kaderi yaşamak, kendi düzenini kuramamak, hayata karışamamak vs. gibi sonuçlara yol açabilmekte.   Hayatın her alanında akışta kalabilmek, gelene razı olabilmek ve kabulde kalabilmenin sırrının ebeveynlerimizin ve atalarımızın kaderine saygı duymaktan ve onurlandırmaktan geçtiğini bilmek bizlere iyi gelecektir. Sadece onlardan gelen güçle kendi hayatımıza doğru ilerleyerek, yeni bir hayat kurabiliriz. Bir şeyi kabul etmek hayatın içinde olmak ve özgürleşmek demektir, bir şeye öfkeli kalmak ise tam da olayın veya kişilerin merkezinde kalmak demektir ki, öfkeli kaldığınız hiçbir şeyden özgürleşemezsiniz.   Atalarınızdan gelen güce kendinizi açmak, onlardan gelenleri saygıyla alıp kendi yolunuzda daha sağlam adımlarla ilerlemek için konstelasyon (aile dizimi) seanslarının dönüştürücü ve şifalandırıcı gücünü yaşamak isterseniz iletişime geçmeniz yeterlidir.   Nermin Uzun Konstelasyon Kolaylaştırıcısı Aile Dizimi Uygulayıcısı   nermin.uzun@gmail.com Nermin Uzun ile Aile, Travma ve Niyet Konstelasyon Çalışmaları (@nerminuzun.konstelasyon) İnstagram: nermin.uzun.71
Ekleme Tarihi: 31 Aralık 2020 - Perşembe
Nermin Uzun

Köklerimizden Gelen İyileştirici Güç

Köklerimizden Gelen İyileştirici Güç

 

Avucunuzun içine dikkatlice bakarsanız, kendi ailenizi ve tüm nesebinizi görebilirsiniz. Şu anda hepsi hayatta ve varlar. Her biri sizin bedeninizde varlıklarını sürdürüyorlar. Siz, tüm bu insanların her birinin devamısınız.  (Thich Nhat Hanh, Present Moment Wonderful Moment)

 

 

 

Atalarımız aramızda olmasalar da, biz yaşadığımız sürece bizimle yaşarlar, onların fiziksel özelliklerinin yanı sıra psikolojik ve duygusal özelliklerini hatta bize hizmet etmeyen sağlıksız özelliklerini ve kalıplarını da taşırız. Onlardan bize aktarılanları saygıyla alıp, onları yolumuzu aydınlatan bir meşale gibi görmemiz hayatımızın birçok alanında akışın kolaylıkla gerçekleşmesini sağlar. Kültürümüzde olan dua etmek, mevlüt okutmak, mezar ziyareti yapmak, hayattalarsa hürmet etmek, saygı göstermek, ziyaret etmek ve hatırlamak bağlarımızı kuvvetli tutmanın ve gelecek nesillerin devamlılığını sağlaması açısından çok önemlidir.

 

Köklerimizle olan bağı güçlendirerek, atalarımızdan gelen güce kendimizi açarak [annemiz, babamız, 7 kuşak atalarımız], onları ve kaderlerini onurlandırarak, onların kaderlerinin kendileri için doğru kader olduğunu kabul ederek, annemizin, babamızın, kardeşimizin, büyükbabamızın veya büyükninemizin vs. kaderiyle barışık olsalar bile, o kişilerin yaşadıkları zorluklar, hastalıklar, erken ebeveyn kayıpları nedeniyle onların kaderlerine tahammül edemeyen bizlerin kendi hayatlarımızda nasıl bedeller ödediğimizi ve kendi kaderimizi görmezden gelerek (bazen kendi kaderimizi kabul etmemek, isyan etmek) kendi geleceğimizi nasıl inşa edemediğimizi hiç düşünmüş müydünüz? Tüm bunlardan dolayı manevi olgunluğa gelemediğinizi fark etmiş miydiniz? Peki işledikleri suçlar nedeniyle dışladığımız kişilerin daha sonrasında görülmek, sisteme aidiyetlerinin sağlanabilmesi için bizlerin kaderlerinde nasıl etkili olduğunun ve bilinçsizce o kaderlere dolanıp kendi hayatımızda benzer olaylar yaşadığımızın kaçımız farkındayız? Suçları ve zorlukları saygıyla onu yaşayanlara bırakabilmenin, içten bir takdir hissinin ruhlarımıza getireceği rahatlığı ve özgürlüğü yaşamak istemez misiniz?

 

DEVAM 1) Örneğin, istenmeyen ya da dünyaya engelli gelen bir çocuğun kaderine saygıyla bakabilmek ve o kaderlere acıyarak değil de onurlandırarak onlara bırakabildiğimiz de aslında haddimizi bildiğimizin de farkında mıyız? (Sıklıkla, engelli kişilerden duyduğumuz bize acımayın sözüne bir de bu açıdan bakmak faydalı olur. Onların istediği karşılarındaki kişilerin onlara acıması değil, yaşadıklarına saygıyla bakılabilmesidir. Çünkü, sistemde kişinin neyi niçin, kimin için taşıdığını bilemezsiniz. Tıpkı babasını erken yaşta kaybeden bir kişinin, babasına duyduğu özlem ve kavuşma isteğiyle, babasını kaybettiği yaşa kendisi geldiğinde ölümcül bir kaza yapması gibi, bu da bir kadersel döngüdür.) Bir başkasının kaderine katlanamamak “ben kaderinin senin için uygun olmadığını düşünüyorum” demek anlamına gelebileceğini hiç düşünmüş müydünüz? Bir başkasının kaderinin kendisi için uygun olmadığını düşünmenin, o kaderlere veya kişilere öfkeli kalmanın, kendi hayatınızda nelere yol açabileceğini biliyor muydunuz? Tüm bunlar bizler de hastalık, bağımlılık, sebepsiz öfke ya da suçluluk duyguları, parasızlık, tekrarlayan kazalar, aynı kaderi yaşamak, kendi düzenini kuramamak, hayata karışamamak vs. gibi sonuçlara yol açabilmekte.

 

Hayatın her alanında akışta kalabilmek, gelene razı olabilmek ve kabulde kalabilmenin sırrının ebeveynlerimizin ve atalarımızın kaderine saygı duymaktan ve onurlandırmaktan geçtiğini bilmek bizlere iyi gelecektir. Sadece onlardan gelen güçle kendi hayatımıza doğru ilerleyerek, yeni bir hayat kurabiliriz. Bir şeyi kabul etmek hayatın içinde olmak ve özgürleşmek demektir, bir şeye öfkeli kalmak ise tam da olayın veya kişilerin merkezinde kalmak demektir ki, öfkeli kaldığınız hiçbir şeyden özgürleşemezsiniz.

 

Atalarınızdan gelen güce kendinizi açmak, onlardan gelenleri saygıyla alıp kendi yolunuzda daha sağlam adımlarla ilerlemek için konstelasyon (aile dizimi) seanslarının dönüştürücü ve şifalandırıcı gücünü yaşamak isterseniz iletişime geçmeniz yeterlidir.

 

Nermin Uzun

Konstelasyon Kolaylaştırıcısı

Aile Dizimi Uygulayıcısı

 

nermin.uzun@gmail.com

Nermin Uzun ile Aile, Travma ve Niyet Konstelasyon Çalışmaları (@nerminuzun.konstelasyon)

İnstagram: nermin.uzun.71

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanayerelhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.