Sevgili okurlarım, Okan Bayülgen ne güzel demişti;
“Düşen sütyen askın yok. Canını acıtan ağda, cımbız yok. Duştan sonra saatlerce uğraşacağın saçın yok. Karnında taşıyacağın bebek yok. Sancısını çekeceğin reglin yok. Cinsel ilişkiye girsen kaybedeceğin hiçbir şey yok. Tek başına gece dışarı çıksan laf atacak kimse yok. Şort giysen bakacak insan yok…
Altı üstü bir adam olacaksın. Onu da olamıyorsan geber daha iyi!”
Üst üste okuduğumuz haberler yüzünden kalemimi elime alıp bir şeyler yazamaz oldum…
İnsanlık nedir? İnsan diye kime denir? Anne nasıl olmalı? Baba nasıl olmalı? Her şey bir yana, bir insanın yaşam hakkı nasıl elden alınabiliyor? Bir insanın bedenine nasıl izinsiz dokunulabiliyor? Cevapsız sorular mı? Hayır, hepsinin bir cevabı mümkün kıymetli okurlarım…
İnsanlık nedir? İnsanı insan yapan niteliklerin tümü. Yani; insan onuruna, kültürüne ve davranışlarına uygun yaşayabilmek. Mesela haksızlığa, dur diyebilmek. Mesela haddini aşmamak, her konuda!
Öyleyse kıymetli okurlarım, “insan” diye kime denir? Bunun da cevabı var. Sadece nefes alabilen, düşünen varlıklar değil elbette… Her şeyden önce inançlı olana da denilmez sadece. Hiçbir bireye ve canlıya zarar vermeyen kimselerdir. Veremeyen demiyorum, gücünün olmasına rağmen bir canlıya, o istemeden dokunmayan, o kişiye zarar vermeyen kimsedir. Ne de güzel kimsedir, o kimse… Gerçek bir insandır aynı zamanda…
Anne nasıl olmalıdır? Kıymetli annemden ve kendimden yola çıkarak birkaç cümleyle anneliği kelimelerle anlatmaya çalışacağım değerli okurlarım… Allah’ın vermiş olduğu emaneti; evlat nimetini, nefesi olarak görebilmektir. Nasıl ki nefes almadan yaşayamayacağımızı biliyorsak işte bir anne de evladı olmadan kendisini düşünmemelidir ve nefessiz kalandır. Onunla bir olduğunu, göbek bağıyla Allah tarafından bir ömür bağlandığını idrak edebilmektir. Düşünsenize, Allah’ın göbek bağıyla bağladığı “anne-evladı” ayrılınca bile; göbek deliği olarak izinin bir ömür kaldığı iki canlı, nasıl birbirinden ayrıymış gibi düşünülebilir ki?
Baba nasıl olmalıya gelince de kıymetli okurlarım; rahmetli babamdan yola çıkarak şunları söylemek istiyorum… Evladını kimseye emanet etmeyen, kendisi ve evladının annesi hariç hiç kimseye güvenmeyen, onları kimseye muhtaç etmeyen adamdır diyebilirim… Adam işte! Evladı ve eşi için her şeyi yapan insandır baba…
Bir insanın bedenine nasıl izinsiz dokunulabiliyor ve onun yaşam hakkını elinden alabilmek nasıl oluyor soruma gelince de kıymetli okurlarım; taciz, istismar, yaşam haydutluğu, katillik… Bunların hepsi kısaca bir çocuğun hayat terörüdür!
Her dinde; öldürme, Allah’ın verdiği canı Allah alır, kimseye tecavüz etme, kimsenin hakkına dokunma gibi emirler vardır. Çünkü tüm bunlar insanın, insan olma haddini aşmaması için belirtilmiştir.
Narin ve Sıla bebeğe kötülükleri reva gören zihniyetlere söylenecek tek sözüm ise; bebeklere, çocuklara, kadınlara, erkeklere, hayvanlara, doğaya kısaca hiçbir canlı için sınırını aşma!
Özetle; “Altı üstü bir adam olacaksın! Onu da olamıyorsan geber daha iyi…”