Değerli okurlarım, bu hafta gelin biraz gündem dışına çıkıp geçtiğimiz günlerde haberlere konu olan ve aslında dünyada güzellikler de var, güzel insanlar oldukça dedirten bir haber hakkında konuşalım…
Sokakta yaşayan can dostlarımızla ilgili olan bu haber, şartlar ne olursa olsun bizlerin de istedikten sonra önümüzde hiçbir engelimizin olmayacağını düşündürür nitelikte. İzmir Bornova’da yaşayan ve yaklaşık altı yıldır düzenli olarak sokakta yaşayan canlı dostlarımız için günlük besleme uygulaması yapan 44 yaşındaki Hamide Kutlu’yu duymuş muydunuz?
Kendisi, bir iş kazası sonucu maalesef ki tekerlekli sandalyeye bağlı kalmak durumunda olmuş olsa da altı yıldır düzenli olarak yaptığı hayvanları besleme alışkanlığını hâlâ sürdürmekte. Alışkanlıklar, bildiğiniz gibi insanların tüm yaşamını şekillendiren ve hayatlarımızda önemli bir paya sahip olan davranış biçimleridir. Yani edindiğimiz bir alışkanlık, olumlu yönde gelişim sağlıyorsa, kitap okumak gibi mesela, o doğrultuda bundan sonraki yaşamımız da aynı olumlu yönde şekillenecek demektir. Tabii bunun aksi düşünüldüğünde yani olumsuz bir davranış şeklini alışkanlık haline getirdiğimizde ise takdir edeceğiniz üzere olumsuz şartları da bir nevi kendi ellerimizle inşa etmiş olabiliriz. Gündemde tartıştığımız onca olumsuz haber arasında Hamide Kutlu haberi, benim ve hepimizin içindeki umutların da her zaman baki kalacağını bir kez daha canlandırmış oldu.
Ne güzel bir alışkanlıktır ki aslında alışkanlıktan da çok daha fazlası değil mi değerli okurlarım? Bugün tekerlekli sandalyesinde sokak sokak dolaşıp tüm canlı dostlarımıza yiyecek içecek temin eden Hamide Kutlu, gözden kaçmaması gereken pek çok ayrıntıyı da bizlere yeniden hatırlatmış oluyor. Yani sizce kaç kişi, sağlıklı bacaklara sahip olduğu halde kaç kişi çıkıp sokak sokak dolaşıp o canlı dostlarımızı bu soğuk havalarda beslemek için yola çıkıyor?
Kişisel baktığımda, hamilelik dönemimde en çok zorlandığım konulardan biri, her gün düzenli olarak mama verdiğim sitemizdeki kedilerimden uzak kalmam uyarısını doktorumdan almış olmamdı. Onlara yaklaşmadan o mamaları yemelerini izlerken dahi tekrar dokunabileceğim zamanların bir an evvel gelmesini beklemek de oldukça zordu. Şimdiyse, bir yaşına girecek olan kızımla birlikte doya doya sevip mamalarını yemelerini da artık daha sabırla bekleyebiliyoruz. Ancak sizce hep birlikte böyle alışkanlıklar edinmiş olsaydık, ki dediğim gibi bu alışkanlıktan da fazlası bir anlama sahip, hiç sokakta üşüyen, soğuktan donan ya da açlık çeken canlı dostlarımız olur muydu?
Elbette olmazdı! Çünkü herkes kendi kapısının önünü süpürmüş olsa nasıl ki sokak kirliliğinden bahsedeceğimiz bir durum oluşmayacaksa, aynı şekilde hepimiz özellikle de şu soğuk havalarda birer kap da olsa yiyecek ve içecek bırakıp bir de üşümeden kalabilecekleri, soğuğa ve yağmura dayanıklı yuvalar kurabilsek çok mu ütopik olurdu? Böyle bir dünya haline getirebilmek mesela yaşadığımız sokakları, sizce de bizler de yataklarımızda daha rahat uyumuş olmaz mıydık?
Kendi adıma naçizane Hamide Kutlu’yu yürekten alkışlayarak bizlerin de hiçbir engele takılmadan sokaktaki can dostlarımızı hiçbir zaman unutmamamız gerektiğini vurgulamak istiyorum değerli okurlarım. Gelecek yıl temennimi de böylelikle söylemiş bulundum. Aslında hiçbir canlı sokakta da olsa sahipsiz değiller diyebilmek, bu yılki temennimiz olsun. Şimdiden iyi seneler, sevgiyle kalın kıymetli okurlarım…