Değerli okurlarım, öncelikle güzel yorumlarınız ve destekleriniz için hepinize ayrı ayrı teşekkür etmek istiyorum. Yorumları okuyup okumadığım sorulmuştu, hepinizin düşünceleri benim için ayrı ayrı öneme sahip, o yüzden her hafta düzenle okuyorum. Sosyal medyadan nasıl ulaşılabileceği de sorulmuştu, kitaplarla ilgilenirseniz, yazılar ve kitaplara yönelik paylaşımlar sunduğumuz üç kız kardeş olarak açtığımız “3_farklikalem” Instagram sayfamız mevcut. Biz üç kız kardeş de ayrı yazma tarzlarına sahip, üç farklı kalem, üç kız kardeşiz o sayfada.
Yorumlar demişken karşılıklı konuşuyor gibi olacak olsa da müsaadenizle, Hülya Hanım, isminiz “kadın” sıfatı olmadan da çok güzel, gurur duyuyorum sizinle!
Önümüz bayram, şimdi gelin hep birlikte Nasrettin Hocamızın bayram hakkındaki kıssadan hissesine bir değinelim…
Nasrettin Hoca’ya sormuşlar:
-Ramazan bizden memnun mu?
-Acaba bizden memnun kaldımı ki?
-Kalmıştır elbet memnun kalmasa her sene 10 gün erkenden gelir mi?
-Ama Hocam böyle bereket dolu bir ayın bitmesinden dolayı biz çok üzülüyoruz.
-Bilmez miyim Ramazan bitti diye üzüntünüzden 3 gün Bayram yapıyorsunuz.
Sözlerime milli kültürümüze mal olmuş hocaların hocası Nasrettin Hocamızın Ramazan’la ilgili hikâyesiyle başlamak istedim.Değerli okurlarım bu yıl da her yıl olduğu gibi Ramazan ayı akabinde de Ramazan Bayramı geldi çattı. ‘‘Nerede o eski Ramazanlar!’’ gibi sitem dolu klişe sözlerle devam etmek istemiyorum. Modern çağımızda da Ramazan ayı ve Ramazan Bayramı’nıgüçlü manevî duygularımızla el ele yaşıyoruz çünkü bana göre...
Modern çağımızla devam eden;geçmiş Ramazanlardan beri değişmeyen geleneklerimiz arasında;Bayram öncesi temizlik telaşı, sevdiklerimize alacağımız bayram hediyeleri, en yeni kıyafetler ve tabi ki olmazsa olmaz bayram sofraları… Günler öncesinden sarılan zeytin yağlı sarmalar, ev baklavaları ve kuşkusuz çocukların bayram şekerleri…
Çoğumuz için de ekonomik sebeplerden dolayı sevdiklerimize alınan hediyelerin yerini el öpme geleneği devam ettiriyor olsa da... Yoğun çalışma temposuyla tatil yapamayan bireyler ise fırsat bu fırsat diyerek birkaç günlüğüne tatile çıkıyor olsa da... Sabahın erken saatlerinde güneşin tenini ısıtmasıyla birlikte hafif hafif esen meltem rüzgarının yerini hiçbir şey tutamasa da... Şehrin gürültüsünden kaçmak isteyen bireyler bayramı ayrı bir şeker tadında yaşayacak olsa da bayram, bayramdır! Ve herkesin günümüz koşullarında sevdikleriyle bir arada ya da yalnızca ailesiyle birlikte, bayramı nasıl yaşamak istiyorsa öyle güzel yaşaması da kişinin kendine seçtiği bir başka bayramdır…
Elbette herkes için bayramın ifade ettiği olgular da birbirinden farklı olabilir. Benim için bayram; insanın mutlu olacağı şeyleri yapması ve bayramı önce kendi içinde yaşayabilmesidir. Ayrıca sevdiklerini mutlu edebilmesi ve her gününün şeker tadında geçebilmesidir. On bir ayın sultanınınmanasını özümsemek ve diğer aylarda da aslında aynı hoşgörü ile yaşayabilmektir.
Bunlarla birlikte değinmek istediğim ve sizlerin de yaşamış olduğunuz ya da yaşayabileceğiniz diğer bir konuysa, bir bayramda yanımızda olan sevdiklerimizin,başka bir bayramda bizimle olmaması... Bildiğiniz gibi, çok değil, daha geçen yıl, binlerce kardeşimiz 6 Şubat 2023 depreminde hayatını kaybetti. Hepimizde ruhsal ve düşünsel anlamda da çok şeyi değiştirmiş olan o felaket, benim için de aileyle bir arada geçirilen her anın ne kadar kıymetli olduğunu kabul ettirmiş oldu. O yüzden, sevdiklerimizle birlikte olmakla her günün bayram tadında olacağını düşünüyorum.
Sözlerimi bitirmeden önce, birçoğumuzun eğlenerek dinlediği; Barış Manço’nun ‘‘Bugün Bayram”şarkısının ilk sözleri;
“Sen gittin gideli
İçimde öyle bir sızı var ki
Yalnız sen anlarsın
Sen şimdi uzakta
Cennette meleklerle
Bizi düşler ağlarsın…”
Sevdiğini yitirmiş ve onlarsız bayram geçiren her bireyin gözlerini doldururken şarkının;
“Bugün bayram
Erken kalkın çocuklar
Giyelim en güzel giysileri
Elimizde taze kır çiçekleri
Üzmeyelim bugün annemizi!”
Hareketli müziği ve sözleriyle devam etmesi tam anlamıyla bayramları anlatıyor diyebiliriz. Bir yanımız hüzünle doluyken bir yanımızın coşku içinde olması gibi…
Bayramda çalışmak zorunda olan ve yazımı iş yerlerinde okuyan okurlarıma da değinmeden edemeyeceğim. Ülkemiz için bir grubumuz tatil yaparken diğer grubumuz çalışmak zorunda. Özellikle güvenliğimiz için görev başında olan asker ve polislerimizin bayramını en içten dileklerimle kutlamak istiyorum.
Bu yılki bayramımız ve gelecekteki tüm günlerimiz dilerim ki; mutlulukla, eğitimle, hoşgörü ve bolca okumayla geçsin. İlk bayramını yaşayan yeğenim ve geleceğimiz ellerinde olan çocuklar, her gününü bayram gibi yaşasınlar. Yaşasınlar ki mutlu ebeveyn olup mutlu geleceği daha rahat inşa etsinler.
Satırlarıma son vermeden önce tüm okurlarımın ve kıymetli ailelerinin bayramlarını kutluyorum. Tüm İslam alemine ve tüm insanlığa huzur, barış, bolca sevgi getir bayram…