Erkan Mındık
Köşe Yazarı
Erkan Mındık
 

BİR HİÇ İÇİN BİR SÜRÜ GÜRÜLTÜ

Fransız filozof Jean-Paul Sartre'ın "Özgürlük Yolları" adlı üçlemesinde geçen bu söz, Pazartesi günü oynanan Galatasaray-Fenerbahçe maçını açıklamaya yeterli. İki kulüp yöneticileri tarafından haftalardır yapılan manipülasyonlara, kanaat önderleri sayesinde doğru olarak kabul gören dezenformasyona ve rekabet ortamını sıcak tutmak için ardı ardına kesilmeyen hedef göstermeler bile vasat oyunun önüne geçemedi. O kadar gürültüye iki takımın bu denli isteksiz oyunu az geldi, yüceltilen iki kulüp arasında geçen maçta tek bir gol dahi atılmadı. Bir de bu kötü oyunu Avrupa'ya referans olarak göstermek üzere yurt dışından hakem getirildi. Kısacası o kadar gürültüye ve çabaya rağmen iki takım da oyun olarak sınıfta kaldı. *** Bir kesim de, "Seviye zaten buydu. İki takım da medyanın pohpohlamaları ve diğer kulüplerin vasat performansları sayesinde kendi kulüplerini yüksek seviyede görüyorlar" diye düşünüyor; ki haklılık payları da var. Diğer kulüplerin kötü performansı sayesinde iki İstanbul kulübü son birkaç yıldır hem maddi, hem başarı olarak halihazırda açık olan farkı daha da açmış durumda. Soğuk Savaş zamanı oluşan "iki kutuplu" dünyaya benzer şekilde Türk Futbolu da 'iki kutuplu' olarak evrildi; belki de "evriltildi." *** Oyun olarak vasatın ötesine geçemeyen iki kulüp, çıkarları doğrultusunda taraftarlarını bir şekilde bu "it dalaşı"nın içinde tutmaya mecbur. Fenerbahçe kulübü yöneticisi Acun Ilıcalı'nın maçtan sonra kullandığı, 'Biz bugün buraya adaleti getirdik. Hatta nasıl getirdik, onu da anlatayım size' cümlesi aslında sarı-lacivertli kulübün ülke futbolunun durumunu ve kulüp yöneticilerinin yetkili mecraya (Türkiye Futbol Federasyonu) tavrını açıklıyor. Jose Mourinho'nun "maymun" benzetmesi ise ayrı fiyasko. Üniversite ve Yüksek Lisans derecesi yaptığım zamanlardan beri sözüne ve araştırmalarına oldukça güvendiğim bir öğretmenim ise konu ile ilgili paylaşımı şu şekildeydi: "Maymun kelimesi, bireyleri insanlık dışı göstermek veya aşağılamak amacıyla kullanıldığında ırkçı bir anlam taşır. Son 20 yıldır postkolonyal teori ve ırk söylemi üzerine çalıştığım için bu kelimenin dünkü bağlamı bana pek masum gelmiyor. Bu kelimeyi bu kadar rahat kullanamazsınız." *** Derbide oynanan oyunu yorumlamaya gerek yok. Yine tekrarlıyorum Sartre'ın cümlesini, "Bir hiç için bir sürü gürültü." Umarım iki takım taraftarı da, "bir hiç için bir sürü gürültü" çıkaran kulüp yöneticileri ve kanaat önderlerine artık "yeter" derler ve en azından futbolun "spor" olduğunu bir kez daha kendilerine hatırlatabilirler.
Ekleme Tarihi: 27 February 2025 - Thursday
Erkan Mındık

BİR HİÇ İÇİN BİR SÜRÜ GÜRÜLTÜ

Fransız filozof Jean-Paul Sartre'ın "Özgürlük Yolları" adlı üçlemesinde geçen bu söz, Pazartesi günü oynanan Galatasaray-Fenerbahçe maçını açıklamaya yeterli. İki kulüp yöneticileri tarafından haftalardır yapılan manipülasyonlara, kanaat önderleri sayesinde doğru olarak kabul gören dezenformasyona ve rekabet ortamını sıcak tutmak için ardı ardına kesilmeyen hedef göstermeler bile vasat oyunun önüne geçemedi. O kadar gürültüye iki takımın bu denli isteksiz oyunu az geldi, yüceltilen iki kulüp arasında geçen maçta tek bir gol dahi atılmadı. Bir de bu kötü oyunu Avrupa'ya referans olarak göstermek üzere yurt dışından hakem getirildi. Kısacası o kadar gürültüye ve çabaya rağmen iki takım da oyun olarak sınıfta kaldı.

***

Bir kesim de, "Seviye zaten buydu. İki takım da medyanın pohpohlamaları ve diğer kulüplerin vasat performansları sayesinde kendi kulüplerini yüksek seviyede görüyorlar" diye düşünüyor; ki haklılık payları da var. Diğer kulüplerin kötü performansı sayesinde iki İstanbul kulübü son birkaç yıldır hem maddi, hem başarı olarak halihazırda açık olan farkı daha da açmış durumda. Soğuk Savaş zamanı oluşan "iki kutuplu" dünyaya benzer şekilde Türk Futbolu da 'iki kutuplu' olarak evrildi; belki de "evriltildi."

***

Oyun olarak vasatın ötesine geçemeyen iki kulüp, çıkarları doğrultusunda taraftarlarını bir şekilde bu "it dalaşı"nın içinde tutmaya mecbur. Fenerbahçe kulübü yöneticisi Acun Ilıcalı'nın maçtan sonra kullandığı, 'Biz bugün buraya adaleti getirdik. Hatta nasıl getirdik, onu da anlatayım size' cümlesi aslında sarı-lacivertli kulübün ülke futbolunun durumunu ve kulüp yöneticilerinin yetkili mecraya (Türkiye Futbol Federasyonu) tavrını açıklıyor. Jose Mourinho'nun "maymun" benzetmesi ise ayrı fiyasko. Üniversite ve Yüksek Lisans derecesi yaptığım zamanlardan beri sözüne ve araştırmalarına oldukça güvendiğim bir öğretmenim ise konu ile ilgili paylaşımı şu şekildeydi: "Maymun kelimesi, bireyleri insanlık dışı göstermek veya aşağılamak amacıyla kullanıldığında ırkçı bir anlam taşır. Son 20 yıldır postkolonyal teori ve ırk söylemi üzerine çalıştığım için bu kelimenin dünkü bağlamı bana pek masum gelmiyor. Bu kelimeyi bu kadar rahat kullanamazsınız."

***

Derbide oynanan oyunu yorumlamaya gerek yok. Yine tekrarlıyorum Sartre'ın cümlesini, "Bir hiç için bir sürü gürültü." Umarım iki takım taraftarı da, "bir hiç için bir sürü gürültü" çıkaran kulüp yöneticileri ve kanaat önderlerine artık "yeter" derler ve en azından futbolun "spor" olduğunu bir kez daha kendilerine hatırlatabilirler.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve adanayerelhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.